Genel

ÖLDÜRÜLEN ÖĞRETİM GÖREVLİSİ

Geçtiğimiz günlerde gündemi birden sarsan,toplumda infial oluşturan,elim ve üzücü bir hadise yaşadık. Gencecik bir öğretim görevlisi: Ceren Damar Şenel bir cinayete kurban gitti. Katil zanlısı ise öğrencisi Hasan İsmail Hikmet. Ceren Damar Şenel, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken silahlı ve bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Ceren Damar Şenel henüz birkaç aylık evli ve basında yer alan söylentilere göre 1994 doğumlu,yani çok genç yaşta bir kayıp.

Benim bu elim hadise de en çok ilgimi çeken ise katil zanlısının çarpıcı ifadeleri oldu. Kendisi birçok haber kanalında yer almayan bir intihar mektubundan bahsediyor. Yüzme takımında yer alırken Ceren D. Şenel’in  salona tek başına gelip onu izlediğini, devamlı kendisi ile alaycı surat ifadesi ile muhatap olduğunu, okula geldiği ilk günden beri kendisini rahatsız ettiğini ve buna benzer olaylar yaşadığını anlatmaktadır. Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden yatay geçiş ile Çankaya Üniversitesi’ne gelmiş olduğuna ve geldiğinden beri kendisine mobbing uygulandığına dair çarpıcı bir iddiası daha var. Bana en absürt gelen ifade ise :’Hukuk Fakültesi’nde kitaplar 500 sayfa ve çok zor, mecbur kopya çekmek zorunda kaldım’ ifadesi olmuştur. Bu ifade çok yersiz geldi bana;çünkü zaten hukuk fakültesindeki sorular kopya ile yapılabilecek cinsten olmaz ve zor olması da kopyayı meşru kılmayacaktır. Sınav salonundan çıktıktan sonra Ceren’i öldüreceğim diye arkadaşına söylediği yönünde bir söylenti de var. Bunların gerçekliği kesin olmamakla birlikte zanlının kendisini savunmak için öne sürdüğü ifade beyanlarıdır. Mahkeme bunların gerçekliğini araştıracaktır ve dava sonuçlanınca kamuoyu işin iç yüzünden haberdar olacaktır.

Toplumumuzda bu hadiselere sık sık rastlar olduk, hukuk fakültesi bitirmiş bir insan olarak ben bu tarz hadiselerin çoğalmış olmasına inanılmaz üzülüyorum. Genel ahlak  kaidelerini unutmuş vaziyetteyiz. Katil zanlılarına cani gözüyle bakıyoruz ama şunu unutmamalıyız ki; bizim hukukumuzda masumiyet karinesi vardır ve yargılama bitmedikçe kimseye karşı peşin hükümlü olmamalıyız.

Adam öldürme suçunun cezası hukukumuzda müebbet hapis cezası olmakla birlikte hafifletici sebeplerin varlığı halinde bu ceza indirilir. Somut olayda zanlının ifadelerini nazara alarak ve maddi gerçeklik özelinde yargıç haksız tahrik indirimi uygular mı , uygulamaz mı bilemiyoruz ; fakat birçok hadise de uygulanmış olarak karşımıza çıkıyor. Ağırlaştırıcı sebeplerin varlığı halinde ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanmaktadır. Zaten hukukumuzda 3 türlü hapis cezası vardır. Bunlar: Süreli hapis cezası , müebbet hapis cezası ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.

Hukuka uygunluk sebepleri olmadıkça hiçbir şeyin bir cinayeti meşru kılmadığını  vicdanen ve kanunen kabul etmiş durumdayız. Katil zanlısı her ne yaşamış olursa olsun cinayet işlemiş olması hukuka uygunluk halleri ( adam öldürme suçunda meşru müdafaa ve zorunluluk hali) olmadığı için cezalandırılacağını göstermektedir. İndirim hali mi uygulanır yoksa  ağırlaştırıcı hal mi uygulanır bunlar tamamen tahkikat aşamasında ortaya çıkan maddi gerçeklik doğrultusunda değişecektir. 

Onun dışında şahsi kanaatimi bir iki cümle ile açıklamak istiyorum; aslına baktığımızda yaşadığımız gerçek dünyada, okul hayatında,iş hayatında,arkadaş çevresinde hatta akraba ve aile çevresinde dahi hangimiz kötü muameleye , mobbinge maruz kalmıyoruz. Bunlara maruz kalmak cinayet işlemeye sebep olabilir mi ? Şahsım adına söyleyeyim çok üzüldüğüm ve canımın yandığı mevzular da yaşamış olsam asla bir canın yanmasını istemem. Hele bir canın kaybını asla isteyemem. Yine şahsi kanaatim; sağlıklı olan, makul bir haletiruhiyeye ve biyolojiye sahip hiç kimse isteyemez. Ceza yargılaması vasıtasıyla suç ve suçlularla mücadele ediyoruz ;ama yeterli değil, topu yargıçlara ve mahkemelere atarak bu meseleyi çözemeyiz. Herkesin ,toplumun  her kademesinin öncelikle de eğitim kademesinin, aile müessesinin iyileştirilmesi gereklidir. İhtiyacımız olanın idam ve ağır cezalardan ziyade ‘toplumsal ahlak’ olduğunu düşünüyorum. Çekirdekten başlayıp düzeltilirse ve en son ceza yargılamasından medet umulursa gerçek adaletin tesis edileceği yönünde nacizane fikrimi beyan etmek istedim.

Sağlıcakla kalın.

Yazar

ferhanaydemir96@gmail.com
2018 yılında Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Avukatım, bilişim ve hukuk alanlarında çalışmaktayım. Bu siteyi mesleki alanda öğrendiklerimi paylaşmanın yanında, okuduğum kitapları , gezdiğim yerleri, izlediğim filmleri, bilgimin ve görgümün kazanımlarını paylaşmak için açtım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SİS VE GECE

3 Ocak 2019

İŞ HUKUKU

18 Ocak 2019