Genel

İŞ HUKUKU

                                               

İş Hukuku, işçi hakları, işçi ücretleri, işçi çalışma koşulları, işçi sendikaları ve işçi-işveren ilişkileri ile ilgili konuları inceleyen hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı Kara Avrupası hukuk sistemlerinde genellikle milli iş kanunları ile düzenlenmektedir.

İş Hukuku sadece hizmet akdinden doğan ve bağımlı(tabi) hizmet yükümlülüğü içindeki insan ilişkilerini konu alır. İş Hukuku’na yoğun bir devlet müdahalesi söz konusudur bu bağlamda iş hukuku karma hukuk alanına yaklaşmaktadır. İş Hukuku; hizmet sözleşmesinin tarafları arasındaki ilişkiyi,  her birinin üye olabileceği örgütleri, toplu iş sözleşmesini ve mücadelesini düzenler. İş hukuku bireysel iş hukuku ve toplu iş hukuku olarak ikiye ayrılır. İş hukuku sanayi devriminden sonra anlam ve işlerlik kazanmaya başlamıştır.

İş hukukunda işveren tarafından işçinin haklarının ihlal edilmemesi, mevcut iş akdine istinaden emeğinin sömürülmemesi ve işçinin haklarının korunması önceliklidir. İş kanununda genel olarak işçinin lehine kararlaştırılabilen nispi emredici hükümler mevcuttur. Herhangi bir konu hakkında uyuşmazlık yaşandığında veyahut hangi hükmün uygulanması gerektiği konusunda bir anlaşmazlık olduğunda işçi lehine olan hüküm uygulanır. İş hukuku işçinin kişiliğine öncelik verir. Hizmet sözleşmesi işveren-işçi ilişkisi arasındaki karşılıklı edimleri ,  sorumlulukları ele alır. İşçinin korunmasının yanında, sosyal adalet ve toplumsal dengenin sağlanması da  amaçlanmaktadır.  İş hukukunda temel ilke; işçinin korunmasıdır. İş Kanunu 8. maddesine göre bir kimsenin işçi sayılabilmesi için işi bir karşılık uğruna yapması gerekmektedir. Normal çalışma ücretinin yanı sıra eğer fazladan çalışılmışsa her fazla çalışılan saat için normal çalışma ücretinin yüzde elli fazlası alınır. Hizmet sözleşmesi her iki tarafa da bir takım hak ve yükümlülükler yüklemektedir. İşçinin borçları; iş görme borcu, itaat borcu, sadakat borcu, rekabet etmeme borcudur. İşveren’in borçları ise; ücret ödenmesi, işverenin işçiyi gözetmesi, iş güvenliği önlemi alması ve eşit davranmasıdır. İş hukukunda en önemli nokta iş ilişkisinin sona ermesi halidir. İş sözleşmesinin sona ermesi hali ve türleri kanunda tek tek düzenlenmiştir. Sahada birçok davanın bu fesih hallerine dayandığı görülmekte olduğundan bu konunun iyi bilinmesi ve her iki tarafında haklarından haberdar olması mühim bir hadisedir. Fesih hali; süreli fesih ve haklı nedenle fesih olarak ikiye ayrılmaktadır. Süreli fesihte; taraflar sözleşmeyi sona erdirmek için haklı bir sebebe dayanmamaktadır ; fakat sözleşmeyi sona erdirmek istemektedirler. Karşı tarafa bildirim yaparlar ve bu bildirimden itibaren bir süre daha iş sözleşmesi devam eder. Bu bildirim süreleri; çalışılan süre iki aydan az ise 2 hafta, çalışılan süre altı aydan bir buçuk yıla kadarsa 4 hafta, bir buçuk yıldan üç yıla kadarsa 6 hafta, üç yıldan fazla ise 8 haftadır. Haklı fesih halinde ise bu süreler yoktur ve işçi de işveren de haklı sebebe dayanarak derhal sözleşmeyi feshedebilir. İş Kanunu madde 25 haklı nedenle fesih hallerini düzenlemiştir.

Fesih hallerine diğer blog yazımda değineceğim.

Yazar

ferhanaydemir96@gmail.com
2018 yılında Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Avukatım, bilişim ve hukuk alanlarında çalışmaktayım. Bu siteyi mesleki alanda öğrendiklerimi paylaşmanın yanında, okuduğum kitapları , gezdiğim yerleri, izlediğim filmleri, bilgimin ve görgümün kazanımlarını paylaşmak için açtım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir