Genel

Pandemi Süreci

Mart 2020’den bu yana Türkiye olarak Covid-19 hayatımızda ve marttan bu yana mücadele etmeye devam ediyoruz. Mart ayından evvel Çin’in pandemi ile nasıl mücadele ettiğini televizyonlardan, sosyal medyadan ve diğer iletişim kanallarından görüyorduk, takip ediyorduk. İlk zamanlar bize hiç uğramayacak gibi , sadece Çin’in başına bela olmuş bir hastalık olarak kalacakmış gibi geliyordu. Fakat artık küçülen dünyada herkesin , her şeyin her yere kolayca varabildiği günümüz dünyasında virüs de kolayca yayılma imkanı buldu. Çin kaynaklı virüs Çin ile bağlı kalmayıp tüm dünyanın başına dert oldu. Tüm dünya devletlerini, hükümetlerini alarma geçirdi. Hepimizin hayatını değiştirdi. Hatta Ocak ayında kış turizmi; termal tesislerde sıcak havuzlarda tatilimizi yaparken Çin haberlerine bakıp, buraya gelirse tatil falan yapamayız, toplu havuzlarda çok rahat bulaş olabilir diye virüs muhabbetlerimize konu oluyordu. Demeye kalmadan yaklaşık 2 ay sonra bize de geldi.

Kimimiz çalışma şartlarını değiştirdi, kimisi işinden ayrıldı. Düğün, nişan, kına, söz gibi etkinliklerimizin tarihleri ile oynamak zorunda kaldık. Çoğu insan bu stresle mücadele ederken zor mu zor günler geçirdi. Tarih ne olacak, kimler gelebilecek, hangi ortamda yapılacak ? ya virüs getiren olursa vs. vs. diyerek geçirdik günlerimizi. Ben şahsen bu süreçte sözümü zor yapabildim. Misafirlerimiz Ankara’dan geleceği için çok zorluk yaşadık çünkü o sıralarda sokağa çıkma yasakları ve şehirlerarası ulaşım yasakları vardı. Neyse ki bu süreci başarıyla atlattık. Her ne kadar pandemi stresi olsa da yine de keyif alabildik, sıcak muhabbeti yakalamayı başardık. Halen daha pandemi süreci ve virüs tehlikesi geçmiş değil ama bununla yaşamaya alışmış gibiyiz. Sokağa çıkma yasakları, ulaşım sıkıntıları kalktı. Kafe,restoran, avm gibi toplu alanlar kullanıma açıldı. Sosyalleşmeye başladık. Yalnız bu sosyallik mesafe içeren bir sosyallik oldu.

Bu süreçte maske ile yaşamaya da alıştık diyebiliriz. Maske artık hayatımızın bir parçası oldu. Bu sürecin ne zaman biteceği henüz belli değil ben aşının tam olarak bulunduğu vakit biteceğini ve eski hayatımıza dönebileceğimizi düşünüyorum ama emin de değilim. En azından ilk çıktığı günler gibi değiliz ve kontrollü de olsa sosyal hayatımıza dönebildik. Her yerin kapalı olduğu, yasakların olduğu, kuaför, berber gibi hayatımızın parçası olan yerlere ulaşamadığımız süreç kabus gibi geldi bana . Tekrar o günleri hatırlamak o günlere dönmek hiç mi hiç istemiyorum şahsen.

Biran evvel Covid-19 ‘dan kurtulmak dileğiyle efenim.. Rabbim bir daha yaşatmasın böyle kötü kötü süreçler.. 🙁

Yazar

ferhanaydemir96@gmail.com
2018 yılında Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Avukatım, bilişim ve hukuk alanlarında çalışmaktayım. Bu siteyi mesleki alanda öğrendiklerimi paylaşmanın yanında, okuduğum kitapları , gezdiğim yerleri, izlediğim filmleri, bilgimin ve görgümün kazanımlarını paylaşmak için açtım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Freelance Çalışmak

24 Kasım 2020