Genel

STAJ DÖNEMİNİN BANA KAZANDIRDIKLARI

Çok şükür ki stajımı tamamlamış bulunmaktayım.Tam 12 ay süren avukatlık stajımın bana neler kazandırdığını, benden neler alıp götürdüğünü ve bana neler getirdiğini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Mesleği icra etmek için okulda öğrendiğimiz teorik bilgilerin yanı sıra gerektirdiği pratiği bana katması en büyük kazanımım oldu; fakat sosyolojik olarak neler kattığı benim için daha da önem arzetmektedir.

Ben çocukluktan başlayıp, üniversiteyi bitirene kadar hep içinden geldiği gibi davranan, yaşayan, konuşan bir genç idim; ancak gelgelelim iş hayatı bunu pek kaldıracak bir yer değilmiş. Bu gerçekliğin okul biter bitmez başlattığım staj ile yüzüme çarpması bir oldu. Peki iş hayatı neler istiyordu?

İş hayatı kesinlikle yüzde yüz samimiyet ve içtenlik istemiyordu. Kalbi ile dili, aklı ile gönlü bir olan insanların barınması hayli zor bir yerdi ve buna adapte olmayı yavaş yavaş değil tam tersine fişek gibi hemen öğrenmeniz gerekiyordu aksi takdirde işiniz hayli zor olacaktı. Öncelikle herkese koşulsuz güvenmemeyi, her söylenileni doğru kabul etmemeyi ve sorgulamayı öğrenmem gerekiyordu. Aradaki hadiselere değinmeden kazandıklarımı sıralamak istiyorum, yoksa küçük bir roman yazmam gerekebilir 🙂 İlk kazanımım güven konusunda oldu ve bu bana şüphecilik özelliği kazandırdı. Her gelen bilgiyi şüphe süzgecinden geçirip teyit etmeye ve öyle almaya başladım. Her söze ve her sözü söyleyene inanmamam gerektiğini ve bizim mesleğimizin her meslekten daha çok şüpheciliği barındırdığını anlamam geç olmadı. Bunları çok çabuk öğrenip içselleştirmek gerekiyordu. Bir diğer kazanımım ise içtenliği ve duygusallığı bir kenara bırakmak oldu. Ben dili ile aklı bir çalışan, içten pazarlık nedir, sinsilik nedir, siyaset nedir bilmeyen samimiyet yolunda dümdüz ilerleyen bir insan oldukça bunlar yüzüme sert bir rüzgar gibi çarpıyordu. Bunlarla karşılaştıkça da akıllı olmak ve sinirlerine hakim olmak gerektiğini de öğrenmem çok geç olmadı .Kısacası stajımın bana ikinci kazanımı da sabır oldu diyebilirim. Girdiğim bazı duruşmalarda (ilk altı aylık süreçte ve izlemek için olanlar da bilhassa) olaylara objektif bakmanın ne denli önemli olduğunu gördüm ve profesyonel bir şekilde mesleği icra etmenin bu sayede olabileceğini gözlemledim. Müvekkilin sorununu kendi sorunu gibi içselleştirmek ve duygusal boyuta girmek tehlikeli ve sizin profesyonel olmanızı engelleyen bir durum. Bu hususa dikkat etmek gerektiği bir diğer kazanımımdı. Buz dağının bir de görünmeyen tarafı olduğunu , hayır görünenin içinde şer barındırabildiğini ve hiçbir şeyin dışarıdan gözüktüğü gibi olmadığını çok hızlı bir şekilde pat pat öğrenmeye başladım. Bir senede çok çabuk büyüdüğümü, büyümek zorunda kaldığımı söyleyebilirim.

Staj dönemi çekilen eziyetler, sömürülmemiz, komik rakamlara sigortasız çalışıyor olmamıza,45 saat üstü çalışıp kanunu çiğnemeye vs. değinmiyorum bile ; çünkü bu durumlar benim dimağımı kirleten türden bir paraya tamah şekli olarak ilelebet kalacak. Birçok kez insanların neden bu kadar aşağılık tamah şekline kendilerini soktuklarını sorguladım ve bir cevap bulamadım. Bir süre sonra sorgulamayı bıraktım ve yoluma devam etmeye karar verdim. İnsanın kendine özsaygısı her şeyin üstünde gelir yani benim için öyle gelmektedir; ama herkesin sizin gibi düşünmediğini ve düşünmek zorunda olmadığını da kabul etmeniz gerekiyor. Her neyse bunu da geçelim gelelim asıl hadiseye, avukatlık yolunda ne tür bir iş tanımına ve kariyer hedefine doğru yol aldım? Özel hukuk alanında bilhassa borçlar hukuku ve ticaret hukuku alanlarında uzmanlaşmak istediğimi farkettim. Üniversite yıllarımda da özel hukuk derslerimin notları hep daha yüksek gelirdi, derslere olan ilgim de kamu hukukuna nazaran daha fazlaydı. Staj dönemi de bu böyle devam etti. Özellikle ceza hukuku özel uzmanlık gerektirdiği için ben cezası fazla olan bir ofiste çalışma imkanı bulamadım . Dediğim gibi özel hukuk şuan kariyer hedefimin odak noktasında. Diğer alanlarda da kendimi asgari olarak geliştirsem yeter diye düşünüyorum. Bir senelik deneyimlerim meslekiden ziyade insani ve sosyal ilişkiler boyutunda böyleydi. Bakalım bir ömür deneyimleri nasıl olacak ? Kötü iz bırakan her şeyin beni ben yapan değerleri alıp götürmesini istemiyorum; fakat bana akıl ve güç olarak geri dönmesini istiyorum. Sağlıcakla kalın…

Yazar

ferhanaydemir96@gmail.com
2018 yılında Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Avukatım, bilişim ve hukuk alanlarında çalışmaktayım. Bu siteyi mesleki alanda öğrendiklerimi paylaşmanın yanında, okuduğum kitapları , gezdiğim yerleri, izlediğim filmleri, bilgimin ve görgümün kazanımlarını paylaşmak için açtım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir